MEDULA PROVİZYON SİSTEMİ ÖDEMEYE ESAS TEŞKİL ETMELİDİR;
Odamız hukuk müşavirliği Çolakoğlu Hukuk Bürosu avukatları Av. Bahadır ÇOLAKOĞLU ve Av. Süheyla YILMAZ ın SUT Komisyonu ile ortak çalışmaları sonucu , Ecz. Sevil Öncül Erkol adına açmış oldukları 24.482,50 TL lik kesinti davasında ,meslektaşımızın kesinti tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tüm talepleri mahkemece kabul görmüş ve dava eczacımız lehine sonuçlanmıştır.
Bugüne kadar bölgemizde kazanılmış en yüksek kesinti davası olmasıyla beraber davanın 9 ay gibi çok kısa bir sürede neticelenmesi oldukça önemlidir.Gerekçesi göz önüne alındığında meslektaşlarımız açısından bilinmesi gereken zaruri bu davayı ve kararı özetleyecek olursak;
Dava konusu;
Glivec 400 mg 30 tb isimli ilaca ait reçetede yapılan incelemede ; ilaca eklenen raporun kullanım ilkelerine uygun olmadığı, raporda tıbbi onkoloji veya hematoloji uzman hekimlerinden en az birinin yer aldığı ve en fazla altı ay süreli sağlık kurulu raporu ile bu uzman hekimler tarafından reçete edilmesi gereken rapordaki ilaç kullanım süresinin bittiğini, bunun üzerine kuruma gönderilen 06.04.2010 tarihli raporda 3 hekim onayı bulunması gerekirken 2 hekim kaşesinin bulunduğu, kesinti sonrasında meslektaşımız tarafından ibraz edilen Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi raporunda 2 hekim olması nedeniyle sisteme kaydedilemediği ve ödeme koşullarına uygun düşmediğinden reçetede kesinti yapıldığını kurum işleminde mevzuat ve genelgelere aykırı bir yön bulunmadığından bahisle 24.482,50 TL tutarında eczacımız hakkında kesinti uygulanmıştır.
Bunun üzerine Odamız Sut Komisyonu ve avukatlarına başvuran meslektaşımız hukuki mücadeleyi başlatmış ve kısa süre sonucunda dava görevlendirilen bilirkişilerin de görüşleri alınmak suretiyle karara bağlanmıştır.
Mahkeme gerekçeli kararı;
‘’5510 Sayılı yasanın 63 ve devam maddeleri de dikkate alındığında kurum sigortalısını sıhhate kavuşuncuya kadar tedavi ettirmek durumundadır. Glivec isimli ilacın hastaya verildiği ve hasta tarafından kullanıldığı taraflar arasında uyuşmazlık dışıdır. Davalı kurum, reçetedeki uzman hekim eksikliğini v.s. usulü eksiklikleri gerekçe göstererek sigortası olan hastayı tedavi sorumluluğundan kurtulamaz. Ayrıca kurumun, eczacıya gerekli ödemeleri yaparken de gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerekir. Şayet davalı kurum hastanın bu ilaçtan yararlanmaması gerektiği iddiasında ise, (ki kurumun böyle bir iddiası da yoktur) fazla ödediğini iddia ettiği ilaç bedelini ilacını hastaya veren eczacıdan değil ilacı kullanan sigortalı hastasından geri istemesi gerekir.Sonuçta davacı eczacının sattığı ilacı kurum sigortalısı olan hasta kullanmıştır. Davacı eczacı da kurumun sigortalısına verdiği ilacın bedelini kurumdan almıştır. Dolayısıyla davalı kurumun davacıya yaptığı fazla bir ödeme söz konusu değildir. Bu sebeple SGK nın, davacı eczacıya yapması gereken başka bir reçete ödemesi sebebiyle dava konusu yapılan olaydaki ilaç bedelinin ödenmesinde bir kısım usulsüzlükler bulunduğu iddiasıyla kesinti yapması doğru değildir. Bu sebeple, kurum tarafından yapılan 24.482,50 TL kesintinin kesinti tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte kurumdan tahsiline karar vermek gerekir.’’ denilmektedir.
Gerek daha önce kazandığımız ve gerekse de kazanılan bu dava sonucunda, artık Medula Provizyon Sistemine bilgileri eksiksiz girilen ve provizyonu alınan tüm reçetelerin ödenmesi gerektiği ayrıca eğer bir eksiklik yada yanlışlık varsa bunların provizyon alınırken tespit edilmesi gerçeği kaçınılmaz olmuştur.
Eczacımızı göstermiş olduğu cesaret ve kararlılık için tebrik ediyor, Odamız Sut Komisyonu ve avukatlarının gayretli çalışmalarından ötürü kutluyorum.
BAŞKAN
ECZ. KEREM ZABUN