DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM


Yönetim Kurulumuzla birlikte iki yıllık maratonun sonuna yaklaşırken çeşitli platformlarda birbirimizden kopmadan sorunlarımızı, mutluluklarımızı ve güzellikleri paylaşmaya çalıştık.

Çeşitli vesilelerle bir araya geldiğimiz zamanlarda da değinmeye çalıştığımız mesleğin bugünkü durumu ve yarınına ilişkin bazı saptamalar yapalım istiyorum. Liberal ekonominin bütün dünyada küçük büyük tüm sektörleri etkisi altına alması ile birlikte gelişen ve değişen piyasa koşulları doğrultusunda, bilimsel ve ticari faaliyetlerin kazandığı yeni açılımların uzağında kalmak bugün olsa da çok yakın bir gelecekte mesleğimiz için mümkün olmayacak gibi görünüyor. Şöyle ki; yeryüzünün her yerinde gelişmişlik ve meslek tecrübesi ile de bağlantılı olarak eczacılık faaliyetlerinin sürdürülme şekli farklılıklar göstermekte; meslek mensupları günün koşullarına uygun olarak geleneksel uygulamaların dışına çıkmakta, kendilerini hayata, hayatı da mesleğe bağlamaya çalışmaktadırlar.

Meslektaşlarımızın ülkemizde sanat icrasında bulunabileceği alanlar her ne kadar büyük çeşitlilik gösterse de homojen bir dağılımdan söz etmek mümkün bulunmamaktadır. Her ne kadar örgütün son zamanlarda aktif katılımı ile çeşitli bürokratik adımlar atılmışsa da mevcut alışkanlıkların değiştirilmesi; devlet kurumlarında, hastanelerde, firmalarda, serbest eczanelerde ve diğer birçok faaliyet alanında meslektaşların sorumlulukları ile paralel olarak yetki ve karar verme noktasındaki özgürlüklerinin kazandırılması bugünden yarına gerçekleştirilebilecek bir durum olarak görünmemektedir.

Bölge Eczacı Odalarının ve Türk Eczacıları Birliği’nin çabalarının burada özetlemeye çalıştığım konuların meslektaş eli ile mesleğin yönünü belirlemek amacıyla çözümlenmesi ve sağlıklı bir şekilde sonuçların hayata geçirilmesi bakımından gerekli alt yapıya ve güce sahip olması için birliktelik büyük öneme sahiptir.

Eğitimli, öngörülü, bilinçli meslek mensupları olarak yurtta ve dünyada global ticari faaliyetlerin ne tür mesleklere nasıl etkilerinin olduğunun tabi ki farkındayız. İşte tam bu noktada bu farkındalığı gelecek için ortak akıl üretmeye, beraberliğe ve her konuda sonuca odaklı uzlaşmaya çevirmeliyiz.

Başta örgüt yöneticileri olarak bizlerin üzerine düşen samimi ve koşulsuz birlikteliğin sağlanması ile beraber, öncelikle günümüz problemlerinin üstesinden gelinmesinde, akabinde yeniliklerin oluşturulması ve gerçekleştirilmesinde öncelememiz gereken husus olmalıdır diye düşünüyorum. Sevgi ve saygılarımla esenlikler dilerim.

Makale Tarihi: 26.07.2013
Görüntülenme: 2504