BASIN AÇIKLAMASI ‘KAPANMAK ÜZEREYİZ, KEPENKLERİMİZİ KAPATMAK İSTEMİYORUZ!!!’


KAPANMAK ÜZEREYİZ, KEPENKLERİMİZİ KAPATMAK İSTEMİYORUZ!!!

Ülkemizde ilaç fiyatları Sağlık Bakanlığı tarafından Avrupa'da aynı içerikle satılan ilaçların en ucuzunun Euro cinsinden tutarını baz alarak belirlenmektedir.

İlaçların fiyatlarının hesaplanmasındaki Euro kuru en son 25 Aralık 2023 tarihinde güncellenmiş olup, 17,5483 Türk Lirası olarak sabitlenmiştir. Günümüz Euro kurunun 37.50 Türk Lirası olduğu düşünüldüğünde ilaç yoklarında kendini oldukça hissettiren krizin çok yakın olduğu ortadadır.

Birçok ilaç piyasada bulunamadığından hem vatandaşlarımız hem de meslektaşlarımız zor günler geçirmektedir. Gel geç çözümlerle bugüne kadar bir şekilde gelmiş olan bu ilaç politikası akılcı ve bilimsel bir model ile köklü bir mevzuat düzenlenmesine ihtiyaç duymaktadır.

Son 3 yılda meslektaşlarımız enflasyon altında ezilmiş, mesleklerini icra edemez hale gelmiştir. Eczacılık mesleği, benzeri daha önce hiç yaşanmamış bir ekonomik tehdit altındadır. Bu tehdidin ana sebebi, artan enflasyona rağmen ilaç fiyatlarındaki Euro kurunun düşük olması ve düzenleme yapılmayan ilaç fiyat kararnamesidir.

Eczacılar; kira, elektrik, doğalgaz, personel gideri gibi rutin ödemeleri dahi yapamayacak noktaya gelmiş, ecza depolarına ödemeleri birikmiş ve bir kredi borcunu başka bir kredi borcuyla ödedikleri bir borç sarmalına girmişlerdir. En temel işletme giderlerini dahi karşılayamaz duruma gelen eczacıların bu borç sarmalından çıkması mümkün görünmemektedir. İki eczaneden birinin kapanma tehlikesi yaşadığı bu ortamda, eczane iflaslarının başlaması an meselesidir.

Ayrıca bu fiyat politikası yeni molekül içeren ilaçların ve yeni tedavi anlayışlarının ülkemize gelememesinin temel nedenidir. Yurtdışında kullanılan modern tedavi yöntemlerine vatandaşlarımız ulaşamamaktadırlar. Kişiye özel başvurular ile belirli sürelerde verilen izinlerle yurtdışından getirtilen ilaçların temini oldukça zaman almakta olup, birçok hasta ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.

Unutulmamalıdır ki sağlıklı yaşam hakkı Anayasal bir haktır.

Hastalarımıza fiyat farkı çıkarmayan ilaç neredeyse kalmamıştır. Bazı ilaçlarda, Sosyal Güvenlik Kurumunun karşıladığı tutarın daha fazlasını hastalarımız cebinden ödemek zorunda kalmaktadır. Mevcut ekonomik koşullar düşünüldüğünde, hastalar açısından sürdürülemez olan bu durum, eczacılar açısından da mağduriyet yaratmaktadır.

Değerli Basın Mensupları;

​Yıllardır uygulanan ilaç fiyat politikaları, en yakın sağlık danışmanı olan biz eczacılara da sıkıntılar yaşatmaktadır. Vadesi çok düşük olan birçok ilacı temin etmek için neredeyse kredi kullanmayan eczacı kalmamıştır. 30 günlük vadeyle temin edilen birçok ilaç SGK(Sosyal Güvenlik Kurumu) tarafından 90 gün sonra ödenmektedir. Günümüz piyasa şartlarında mevcut durumda zor günler geçiren eczacıların, eczanelerini kapatma noktasına geldiğini üzülerek siz değerli basın mensupları aracılığıyla duyurmak istemekteyiz.

İlimiz genelinde 400'ün üzerinde eczane kapanma tehlikesi ile karşı karşıyadır.

​Meslek hakkı olmadan, gece gündüz demeden hizmet veren 1.Basamak Sağlık Kuruluşu olan eczanelerimiz, hastane muayene ücretlerinin adeta tahsildarı olmuştur. Bu tahsilatların detaylarını hastalara anlatmaktan danışmanlık görevini yapamaz hale gelen eczanelerimiz, bir de bu tahsilatın gelir vergisini ödemektedir.

Eczacılar artık daha fazla enflasyon altında ezilmeden hakettikleri meslek hakkını istemektedir.

İlaç fiyatlarının hesaplanmasında kullanılan kademelerin günümüze uyarlanması elzem olmuştur. Meslektaşlarımız bu uyarlamanın kişilerin insafına değil, bilimsel verilere dayanarak mevcut ekonomik göstergelere göre belirlenmesini ve bunun da ayrıca enflasyon oranında kendini güncelleyecek bir mevzuata bağlanmasını istemektedir.

Kutsal görev saydığımız “nöbet hizmeti” artık eczanelerimize önemli bir maliyet getirmektedir. Vatanımızın en ücra köşesine kadar 1. Basamak sağlık hizmeti vermeye yemin etmiş 30.000 Eczacının, mesleğimizin içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle eczanelerini kapatmasını istemiyoruz.

Türkiye genelindeki 30.000 Eczane, çalışanlarının istihdamını korumak istiyor. Yaklaşık 60.000 aileye ekmek kapısı olan eczacılarımız ekonomik darboğazla baş etmeye çalışırken bizler yol arkadaşlarımızdan ayrılmak istemiyoruz. Yaşanan bu darboğaz eczanelerimizdeki istihdamı da önemli ölçüde tehdit etmektedir.

En yakın sağlık danışmanı olan biz eczacılar her açıdan zor günler geçirmekteyiz.

Kapanmak üzereyiz, kepenklerimizi kapatmak istemiyoruz.

HALK SAĞLIĞI ÖNEMLİ BİR TEHDİT ALTINDADIR!

Değerli Basın Mensupları;

TİTCK tarafından yayımlanan tebliğ ile eczane levhalarında artı sembolünün bulunamayacağı ve bu işareti kullanmaya devam edenler hakkında mevzuatın belirlediği yaptırımların uygulanacağı tebliğ edilmiştir.

Bilindiği üzere artı sembolü dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan insanlar için evrensel bir sağlık hizmeti sembolüdür. Artı sembolü birçok dilde “sağlık ve iyi olma halini” ifade etmektedir. Bu sembolün her yıl yüzlerce farklı ülkeden milyonlarca insanın ziyaret ettiği Antalya gibi bir turizm şehirinde hangi amaçla kullanıldığı açıktır.

Bu sembolün eczaneler tarafından kullanılmasının bugüne kadar kamu yararını ya da düzenini ihlal ettiğine ve tebliğde gerekçelendirildiği gibi bir karmaşıklığa sebep olduğuna dair somut bir vaka yaşanmamıştır.

Özellikle turizm bölgelerinde faaliyet gösteren meslektaşlarımız son haftalarda akla, mantığa ve dünya gerçeklerine aykırı bir biçimde, bilimsel bir temele dayanmadan, eczanelerinde bulunan, tamamen turistlere ve turizme yönelik olan ilaç temini ve sağlık tesisi anlamına gelen yeşil renkli artı işaretlerinin kaldırılması konusunda denetlenmişlerdir.

Tüm dünyada “sağlığı ve iyi olma halini” ifade eden bir sembolün eczanelerde kullanılmasına kesinlikle izin vermeyen sağlık otoritesi, defalarca bilgilendirmemize rağmen hiçbir denetime tabi olmadan işletilen, eczaneye benzer tasarımları ile kendilerini sağlık hizmeti sunucusu gibi gösteren, hatta yabancı dilde; eczane, sağlık hizmeti, sağlık noktası gibi yazıları vitrinlerinde, tabelalarında kullanmaktan çekinmeyen, her türlü sağlık beyanıyla ürün satan 'vitamin shop' adı altındaki ne olduğu belirsiz işletmelere bir yaptırım uygulamamıştır.

Bölgemizin öncelikli sorunu, turizmin başkenti olan şehrimizde sağlık konusunda uluslararası bir işaretin birinci basamak sağlık kuruluşu olan eczanelerde yer almasının tartışılması değil, böyle denetimsiz, uzmanlığı olmayan işletmelerden yanıltıcı bir yöntemle sağlık hizmeti almasıdır.

Bir kez daha sağlık otoritesini nereden ve nasıl temin edildiği belli olmayan, ne şartlarda saklandığı bilinmeyen ve sağlık beyanı ile satılan bir çok ürünün bulunduğu bu işletmeleri denetlemeye ve halk sağlığını tehdit eden bu duruma son vermek için göreve davet ediyoruz.

Turizmin başkenti Antalya'mızda yürürlüğe konulan bu talihsiz uygulamanın iptali için yargı yoluna başvurarak davamızı açtık. Temennimiz yargı kararından önce bu yanlıştan dönülmesidir.

Bu sebeplerle halk sağlığı tehdit altındadır!

#Eczacı

#Antalya

#AntalyaEczacıOdası

#BasınAçıklaması

Makale Tarihi: 4.09.2024
Görüntülenme: 966